Değerli mesai arkadaşlarım; Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Haftanın başı amma ben doğrusu bugün toplantı olduğundan haberim olmamış. Yani bir an unutmuşum, kimse de haber vermedi Özel Kalemde. Onun için belki fazla söyleyeceğim bir şey olmadan hemen Daire Amirlerinin şeyine geçeceğiz.

Şimdi haftalar geçiyor bahar geldi tabi önümüzde. Kültür Müdürümüz burada mı. Kültürle ilgili yani yeni şeylerimiz var. Allah nasip ederse Vakıfla ilgili bir şeyimiz var onu daha öncede izah etmiştik. Vakıfla ilgili bir mağaza açıyoruz inşallah ilerliyor demi Adem Bey. Onun dışında Bilaller Konağı Kültür Müdürümüzün sağ olsun 7 aylık bir çalışması sonucu Bilaller konağının tahsisini yaptırdı. Kültür Müdürlüğüne, Özel İdareye tahsis yapıldı dimi. Özel İdareye tahsisi yapıldı. Dolayısıyla inşallah restorasyon biterse Kültür Müdürlüğü orda bağımsız binasına kavuşacak.

Onun dışında sıklık parkında bir şeyimiz var. Mahmut Bey yok mu burada. Yoktur. Sıklık parkında inşallah dediğimiz gibi bazı Çorum ürünlerinin satıldığı yerler, teşhir edildiği yerler yapılacak. Birde sanatseverler sokağı artık ciddiye bindi. Belediyeyle protokolde hazırlandı, imzalandı. Ömer Bey yok mu. Özel İdare Genel Sekreteri yok he. Orayı da inşallah şey yaparsak Çorum biraz böyle hafifçe turizm yönünden evrilmeye başlayacak inşallah bu bilgileri vereyim.
        Bunun dışında bir yazı yazıyoruz arkadaşlar size herkese. Çorum Eğitim Ve Araştırma Hastanesi olarak kullanılması yönünde hastanemizin adının. Şimdi malümunuz olduğu üzere Çorum Devlet Hastanesi idi burası. Sağlık Bakanlığı Çorum Devlet Hastanesi idi. Abilasyon nedeniyle Hitit Üniversitesi ile işbirliği yapıldı protokol imzalandı, benden öncede imzalanmış. Bizde yıllık olarak bizde imzaladık. Fakat basında genelde Hitit Üniversitesi Araştırma Hastanesi. Hitit Üniversitesi Araştırma Hastanesi Sağlık Bakanlığının genelde adı sanı yok. Hatta Hastaneye Genel Sekreterımız de burada Hastanenin girişinde de Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi diye yazıyor o da enteresan. Şimdi o nedenle şimdi dedik ki yazışmalarda yanlışlıklar oluyor. Şimdi tabi orda levhanın olması çok önemli değil de soruşturmalarda, şunda, bunda hukuki sorunlar çıkıyor bazen. Mesela özellikle Hitit Üniversitesinde çalışan Profesör Vali tarafından mı yargılanması yargılama izni verilir, Rektör tarafından mı. Vali tarafından olduğu halde Rektör tarafından zannediliyor filan gibi bir takım hukuki sorunlar çıkıyor. Onun için dedik ki bu hastane Sağlık bakanlığı-Hitit Üniversitesi Araştırma Eğitim Hastanesi dir. Kısa adı da bundan sonra Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak kullanılması uygun görülmektedir dedik ve bir yazı yazdık bilginiz olsun , hepinizin bilgisi olsun.Hastaneler Genel Sekreterimizin görüşü nedir bilmiyorum, gülümsedi amma.
        Şimdi onun dışında arkadaşlar bu hizmet standartları yine tekrar edeceğim şey hizmet standartları ile ilgili bilgi istemiştik. Bilgileri biraz geç göndermenize rağmen her halde hepiniz gönderdiniz zannediyorum. Şimdi hizmet standartlarına dikkat edelim arkadaşlar hep söylüyorum. Hep şu toplantıların bile amacı bizim hizmet standartımızı yükseltmektir. Yani onun dışında bir amacımız yok aslında. Çok samimi söylüyorum yüzünüze de arkanızdanda böyle diyorum. Diyorum ki ben öyle bir kadroya sahibim ki ben, öyle bir mesai arkadaşlarım var ki hepsi birer Melek gibi ve hakıkaten arkadaşlar hepiniz benden iyisiniz, hepiniz benden iyisiniz, çok samimi olarak söylüyorum bunu. Fakat birbirimizi mitive etmemiz lazım arkadaşlar. Yani bu millet bu halk bizden görev bekliyor. Neyi ihmal etsek, neyi geçiktirsek millete mal oluyor, pahalıya mal oluyor bize de. Günah hanemize yazılıyor. Hepimiz inançlıyız Allah’a şükür. Bizim de günah hanemize yazılıyor bunlar. Onun için ihmale, gecikmeye meydan verilmemesi yönünde tekrar tekrar yine sizlere söylemek durumunda kalıyorum. Yani hizmetlerimizi mümkün mertebe zamanında , çabuk,hızlı hep söylüyorum hızlı balık büyük balığı yutar. Artık moda terimler öyle hızlı balık olmamız lazım, hızlı balık olmak zorundayız.
        Arkadaşlar geçen evvelsi gün akşam televizyonda bir şey izledim, bir proğram izledim, görüşmede anlatıyordu. Görüşler dünyada diyor kuzeyden, güneyden kuzeye doğru oluyormuş görüşler. Güney ülkeleri hep fakirmiş genelde kuzey ülkeleri de zenginmiş. Avrupa zengin ülkeler şeyinde, Afrika fakir ülkeler kategorisinde. Türkiye’de ortada . Fakir ülkeleri kırmızı yapmışlar, zengin ülkeleri mavi yapmışlar. Türkiye’de sarılaşmış biraz hafiften sarımsı duruyor, ilerde kırmızılanacak gibi duruyor. Diyor ki adam bir profesör bir yazar çizerdi tam bilmiyorum kim olduğunu proğramın başına yetişemediğim için. Diyor ki iddia ediyorum 2050 yılında Avrupalı ülkelerin hiç biri olmayacak hepsi iflas bayrağını çekmiş olacaklar. Çünkü bu refah seviyesi bu dünyanın yarısının aç yarısının de çatlayana kadar yiyor olması bu sonucu getirecek diyorlar. Afrika şu denizlerde boğulan Afrikalılar var ya bu denizlerde boğulan Afrikalıların ahı tutacak. Bir gün o denizleri geçecekler o Afrikalılar. O aç insanlar gidip o Avrupanın kaynaklarını işletecekler. Avrupada bugün ihtiyar nüfus olduğu için 2050 de artık sosyal güvenlik sistemleri çökecek diyor. Artık çalışan nüfus emekli nüfusa bakamayacak. Dolayısıyla çökecek. Türkiye kavşak noktasında sarımsı duruyor. Türkiye tedbirini alırsa maviler safında yer alacak, tedbirini almazsa kırmızı gurubuna geçip gidecek. Türkiye’de o yola doğru gidecek. 2050 yılında da Türkiye bugünkü Avrupa gibi oluyormuş.
        Özet olarak arkadaşlar hepimize çok çalışmak düşüyor Yani. Dolayısıyla kaynaklarımız bizim, biz fakir bir ülke değiliz her zaman söyledim bir daha söylüyorum. Ben ziraat bankası dergisinde okumuştum. Dünya acından ölürse Türkiye sonda dördüncü ülke oluyormuş. Yani Türkiye özellikle gıda ürünleri açısından , tarım ürünleri açısından, beslenme açısından öyle çok aç kalabilecek bir ülke değil öyle yakın zamanda . Ama neticede dünya açından ölürse bizde sondan dördüncü ölen ülke olacağımıza göre açımızdan ölmemiz için de bir sebep yok. Biz şu andaki kaynaklarımızı iyi kullanırsak Allah’ın izniyle 100 yıllar boyunca inşallah ilelebet dünya durdukça Türkiye Cumhuriyeti yaşamaya devam eder. Ama bunda hepimizin tuzu biberi olsun, azıcık katkımız olsun, oluyor da zaten. Ama önce ilimize ilimize yaptığımız katkı emin olun ülkemize oluyor.Ülkemize yaptığımız katkı bütün insanlığa oluyor aslında. Dolayısıyla yine de ben size çok çalışmanızı. Bizim bir arkadaşımız vardı siyasalda okurken. Herkes çıkardı böle yarım saat 15 dakıka konuşurdu. Onu çukarırdık isminide söylesem bileceksiniz tanıyacaksınız da. Onu çıkardıkmı kürsüye çıkardı arkadaşlar okuyun okuyun okuyun der inerdi devamlı ama bütün konuşmaları buydu okuyun okuyun okuyun. Şimdi hakikaten bizde şunu diyoruz arkadaşlar. Çalışalım , hep beraber çalışalım çalıştığının karşılığından başka insana hiçbir şey verilmeyecek bu ayet-i kerime meali. Çalıştığının karşılığından başka hiçbir şey yoktur insan için. Dolayısıyla çalışmaktan geri durmayalım arkadaşlar.
        Hepinizi çok seviyorum , hepinize başarılar diliyorum.
        Benim söyleyeceklerim bu kadar.