Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Sevgili Öğrenciler, Basınımızın güzide mensupları,hepinizi bu kütüphane haftası nedeni ile saygıyla,sevgiyle,muhabbetle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.Kütüphane ile çok klasik bir laf vardır.Her kütüphane bir hapishane kapatır.Ama ben başka bir söz söyleyerek üzerinde durmak isteyeceğim.İstikbal Köklerdedir. İstikbal Köklerdedir çok meşhur bir deyimdir.Şöyle bir deyimdir eğer bir ağacın kökü yoksa meyve vermesi ,yapraklanması dalları, budakları göğe doğru serpilmesi mümkün değildir.Hülasa olarak kökü olmayan ağaç odundur.Dolayısıyla Kütüphaneler bizim köklerimizi bizim mazimizde geçmişimizde ve günümüzde elde ettiklerimizi biriktirdiklerimizi bildiklerimizi,öğrendiklerimizi gelecek nesillere aktarmak üzere, aktarmak için en önemli araçlar kütüphanelerdir Kitaplardır.

Bu kitaplar sayesindedir ki bütün bir kültür gelecek nesillere aktarılabilmektedir.Biz eğer bugün ülke olarak ayakta duruyorsak geçmişimize ait önemli kültür birikimine sahip bir millet oluşumuzdandır.Kültür birikimleri olmayanlar, kültürel hizmet edemeyenler başka emperyal kültürlerin diğer yabancı kültürlerin etkisi altında kalan milletler maalesef onların saldırısına onların tecavüzüne,işgaline ve onların egemenliğine mahkum oldu.Onun için biz mutlaka sevgili çocuklar özellikle okumalıyız.Mankurtlaşma diye bir terim belki duymadınız duyanlarınız olmuştur. Mankurtlaşma çok yeni modern bir terim pazar ihsanını yazan Cengiz Aytmatov özellikle mankurtlaşma diye bir kitap yazmıştı onunla bu terim edebiyatımıza literetuarımıza girmiştir. Mankurtlaşma şudur mankurtlaşma efendisinin buyruklarını hiç düşünmeden hiç düşünmeden uygulayan onun emirlerine itaat eden kimse demektir.Mankurt. Mankurt'laşmada bir egemen kültürün diyelim bu Rus kültürü olur ,Amerikan kültürü olur,Çin kültürü olur önemli değil yabancı bir kültürün empoze ettiği fikirlerle kendi kültürünü unutup kendi kültürünü tamamen hafızası yok gibi kültürü yok sayıp başka kültürlerin emrine giren onların ne buyurduysa onların buyruklarına göre hareket eden sistemin adıdır.Tarihte çoğu milletler,çoğu kişiler mankurtlaşmıştır. Başka milletlerin buyruklarına ,başka milletlerin kültürlerine tabii olmuşlardır.

Biz zengin bir kültüre sahibiz.Tarih kütüphanelerden,kütüphanelerin zengin milletlerden veya kütüphanelere zarar veren hükümdarlardan bolca bahsetmektedir.Bugün hepimiz Buhara,Semerkant,Nişadur,Halep,Şam,Bağdat,İstanbul gibi şehirleri açtığınız her kitapta her kültür eserinde bulabilirsiniz. Zira bunlar geçmişte kültür merkezleri idi bu merkezler veya her biri muhtemelen ilhanlı hükümdarı Hüladun'un kütüphaneleri nasıl sulara dark ettiğini nasıl yıkıp dağıttığını nehirlerin nasıl o tarihte sadece mürekkep aktığını öğretmenlerinizden çocuklar öğretmenlerinden büyüklerde kitaplardan okumuşlardır.Onun için kültür fevkalade önemlidir.Kültür hem genel kültür örneğin çorum kültürünü hem milli kültürü hemde evrensel kültürü öğrenmedikçe,hazmetmedikçe ve bunları zihninizde benimsemedikçe iyice bir moda terimi ile kişiselleştirmedikçe bizim kurtuluşumuz bizim ileriye gitmemiz bizim gelişip büyük millet olmamız mümkün değildir.O açıdan kütüphaneler fevkalade önemlidir.Onun için genç arkadaşlarıma öğrenci arkadaşlarıma özellikle kütüphanelere çokça gitmelerini öneriyorum.Kütüphanelerde kitaplar sizi bekliyor ama esas buradan başta kültür bakanı olmak üzere kültür müdürlüğüne kültür müdürlüğünün kültür bakanlığının bütün mensuplarına da sesleniyorum.Kütüphanecilikte istediğimiz seviyede değil.Bugün kütüphanelerimizin başında yetişmiş kütüphaneciler yoktur.

Öğretmen kökenli veya memur kökenli arkadaşlarımız var onları da hor görmüyorum ama neticede kütüphanecilik mesleğini öğrenmeden oralara atanmış insanlar tarafından kütüphaneler bugün yönetilmektedir.Bu önemli bir sorundur.Kütüphanelerde mekan sorunu da önemlidir.Ama mekan konusunda üç aşağı beş yukarı özellikle son hükümetler döneminde fevkalade güzel atılımlar güzel yatırımlar güzel mekanlar oluşturulmuştur yapılmıştır,fakat kitaplar konusunda henüz eksiğimiz kütüphaneciler konusunda henüz eksiğimiz çoktur.İkinci eksiğimiz kitaplar yönündedir.Kültür müdürümüz valilik tarafından ödenek aktarıldığını 3000 adet kitap alındığını söyledi.Tabii ki bu bizim görevimiz ben devletin temsilcisi olarak tabiki kütüphanelere de sahip çıkmak zorundayım. Okula da sahip çıkmak zorundayım.Camiye de sahip çıkmak zorundayım.Bütün kurumlara sahip çıkmak zorundayım.Ama bizim çocuklar geçen sene Amerika'ya gitmişlerdi Santiago'da kalmışlardı.Onların kıyaslamasını yaptık Türkiye'de kitap sayısı bütün Türkiye'deki kütüphanelerdeki kitap sayısı 13 milyonmuş arkadaşlar.On üç milyon kitabımız var.Ama sadece San Diego'da şehir kütüphanesi bulunan kitap sayısı 11 milyonmuş. On bir milyon sadece Amerika'nın Los Angeles eyaletine ait Santiago şehrine ait şehir kütüphanesinin kitap sayısı 11 milyon. Dolayısıyla bunlara bakınca bizim kitap sayımızın fevkalade az olduğunu görürüz.Birde sayı azlığı yanında kitaplarımızın kütüphanelerimizin güncel olmadığı yönünde de benim fevkalade endişelerim var.

Kütüphanelerimizde kitaplarımızın yarısından fazlası çok eski yıllarda yazılmış bugün günceli tam anlatamayan veya bir takım değerlerimizi yansıtmayan geleneklerimizi örfümüzü tam yansıtmayan kitaplarla dolu buda ayrı bir sorun.Daha başka bir sorun da kütüphanelerimiz de bunu özellikle buradan kültür müdürüne talimat veriyorum kütüphanelerimizin önümüzde ki bir yıl içerisinde bütün engellerimizin giderileceği ulaşılabileceği ve okuyabileceği ortamlar olarak hazırlamasını istiyorum.Bu ortamlar kütüphanelerimize ağma arkadaşlar için görmeyen arkadaşlar için sesli kitap okumalar var ise de bildiğim şudur.Bunların yararlanması gereken kitap sayısı da oldukça az.Bunların da sayılarının arttırılması lazım.Aynen Çorum Müzesine nasıl engelliler her tarafına ulaşıyorlarsa kütüphanelerimizin de her tarafına ulaşmaları gerekir.Birde özellikle kütüphaneci arkadaşların biliyorlardır muhtemelen hep öğrencilerden istenir.Öğrenciler okuma çağında daha doğrusu örgün eğitim çağında okuma çağı diye bir çağ yok okuma çağı insanın beşikten mezara kadar her çağı okuma çağıdır.Ama örgün eğitim okula gittikleri çağ dediğim gibi öğrencilik çağı olan öğrencilere bol okumalarını fazla okumalarını tavsiye ediyoruz ama ben kültür müdürümüzden özellikle şunu rica ediyorum.Acaba öğrenciler dışında örgün öğretim dışında kaç kişimiz kütüphanelere gidiyor, kaç kişi ödünç kitap alıyor, kaç kitap okunuyor onları da bir tespit etmesini tespitli rakamları vardır ellerinde ama bizim de örgün eğitimin dışında bolca okuması lazım.Çok acı bir durum Dünyada çok az kelime ile konuşan milletlerden biriyiz.Bizim konuştuğumuz kelime sayısı dört yüz beş yüz civarındaymış yani günlük hayatımızda 400 ve ya 500 kelime kullanıyoruz.Başka kullanamıyoruz. Medeni Dünyada bu kelimelerle özürlüler konuşuyormuş.Bu kadar kelime ile özürlüler konuşuyormuş.Buda bizim az okuduğumuz anlamına geliyor.Değerli öğrenciler mutlaka bilgisayar çağındayız,elektronik çağındayız mutlaka internetten çok şeye ulaşıyorsunuz çok güzel bilgiler alıyorsunuz görüyorsunuz internetten mutlaka sonuna kadar yararlanmalıyız.Hatta internetten sadece yararlanmak değil artık öğrencilerimize ileride yazılım programları geliştirip yazılım yapmalarını özellikle istiyoruz.Yani bu sahada sadece internetten yararlanılan değil internetteki bilgileri oluşturan onları dünyanın hizmetine sunan insanlar olarak yetişmenizi özellikle arzu ediyoruz.

Tabi konuşacak çok şey var aslında önümüzdeki günlerde sadece bilgi olsun diye söylüyorum önümüzdeki günlerde Suriyeli çocuklarla ilgili 350 çocukla ilgili bir halk eğitim bünyesinde kurslar açacağız bu kurslar içerisinde okuma yazma Türkçe öğrenmeden Kuran'ı Kerim öğrenmeye kadar türde kurs var.Bu kurslardan sadece haberdar etmek için söyledim çünkü onlarda bizim toplumumuzun parçası.Arkadaşlar bir daha söylüyorum Suriyeliler bizim eski dedelerimizin zamanında Osmanlı zamanında Şam ve Halep vilayetlerimizin insanları, onlar bin yıla yakın beraber yaşadığımız insanlar iken İngilizler tarafından geçici olarak çizilmiş sınırlarla bizlerden ayrılmak zorunda kalmışlar.Bugünse zalim devlet başkanlarının yaptıkları zulüm ile memleketlerini terk etmek durumunda kalmışlardır.Onun için bunlara da kurs vermeyi bunların da özellikle hem kütüphanelerimizden her türlü toplumsal imkanlarımızdan yararlanması en büyük arzumuzdur. Ben sözü fazla uzatmayayım hepinizi bu hafta dolayısıyla tekrar saygıyla selamlıyor kütüphane haftasının hepinize hem Çorum'umuza hem sevgili öğrencilerimize hem milletimize ve aynı zamanda tüm insanlığa hayırlar getirmesini dilerim. Sağ olun Var olun.